22 Mart 2007 Perşembe

İzmir, artık körfezde nefes almak daha keyifli...



Ege de okuyupta İzmir kıyılarına uğramadan dönülürmü? Sanmıyorum.

İzmir, son geldiğimde körfezini görememiştim bile. Son geldiğim tarihi net olarak hatırlıyorum, 12 ağustos 1999. Yani depremden 5 gün önce. Sokaklarını gezerken hiç aklımdan geçmedi ayaklarımı bastığım zeminin üzerinde duran herkeze korku vereceği. 17 ağustos gecesi sabaha karşı babam uyandırdı "oğlum deprem oldu kalk" diyerek. Kaldığımız yer çok yeni bir binaydı yıkılması pekte olası değildi zaten sonradan baktığımda çatlak bile göremedim. Dışarı çıktık babamla, herkes dışarıda yüzlerinde korkunun her şekli ile dolaşıyorlardı. İşin gerçeği korkmamıştım, hemde hiç. Çünkü hissetmemiştim, yaşamamıştım daha önce depremi ve ertesi gün haberleri izleyene kadarda bilmeyecektim depremin gerçek gücünü.

İzmir, bu gelişimde güzel hatıralarla gönderdin beni. Biraz ıslatmış olsanda, körfezin artık kokmuyor.

16 Mart 2007 Cuma

Beton Ahmet....



Bir türk yüksek lisansı Oxford ta yapsa bile lakap takmaktan vazgeçmez.

İlk yıl Bana üniversitede buldukları isim Beton Ahmet ti. Kim, nasıl uydurdu bilmiyorum, çokta önemsemedim zaten çünkü yüzüme söylemeyi kimse denemedi, belkide deneyemedi. Sınav zamanı birbirine kenetlenen sınavlardan hemen sonra birbirini unutan insanlardı sınıfta bulunanların çoğu. Her sınavlardan bir hafta önce herkesi bir not arama telaşı sarardı, klasik üniversite.


Üniversitede sadece bir tek sınava gerçekten çalıştım o da ikinci dönemin fizik final sınavı. Son final sınavıydı bir önceki sınav ile arasında 4 gün vardı. beklemeden Ankara ya gitmek istiyordum. Arkadaşlarım ısrar edince kıramadım oturdum gerçekten çalıştım bir derse, normalde dersleri çalışmadan geçebiliyordum ama fizik zordu. Çalıştım fakat pazartesi günü gelipte sınava gittiğimde gördüm ki sınavı bir önceki cuma gününe almışlar ve bunu sadece panoya asılan küçük bir nota yazmışlar. Doğal olarak bir daha çalışmadım ama bütte geçtim dersi :)