Ofiste son durum.

Resmin tam hali için üzerine tıklayabilirsiniz. :)

Ofiste son durum böyle, aslında benim istediğim halide aşşğıda.

EĞER

EĞER

Bütün etrafındakiler panik içine düştüğü

Ve bunun sebebini senden bildikleri zaman,

Eğer başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen,

Eğer sana kimse güvenmezken, sen kendine güvenir

Ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen,

Eğer beklemesinin bilir ve beklemekten de yorulmazsan,

Veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,

Ya da senden nefret edilirde sen kendini nefrete kaptırmazsan,

Bütün bunlarla beraber ne çok iyi, ne de çok akıllı görünmezsen,

Eğer hayal edebilir de hayallerinin esiri olmazsan,

Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,

Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır

Ve her ikisini de aynı şekilde karşılayabilirsen,

Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından,

Ahmaklara tuzak kurmak amacıyla eğilip bükülmesine katlanabilirsen;

Ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür

Ve eğrilmiş yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;

Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir

Ve bir yazı tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen,

Ve herşeyi kaybedip yeniden başlayabilir

Ve kaybın hakkında bir kelimecik olsun bir şey söylemezsen ;

Eğer kalp, sinir ve kaslarını eskidikten çok sonra bile işine yaramaya zorlayabilirsen,

Ve kendinde dayan diyen bir iradeden başka bir güç kalmadığı zaman

Dayanabilirsen

Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,

Ya da krallarla gezip karekterini kaybetmezsen,

Eğer ne düşmanların, nede sevgili dostların seni incitemezse,

Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilir,

Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,

Altmış saniyede koşarak doldurabilirsen,

Yeryüzü ve üstündekiler senindir.

Ve dahası , sen bir İNSAN olursun oğlum..

Akçay - Biraz dinlenmek gerekir, hayat yormaya başladığında.

5 günlük bir tatil olsada güzeldi. Birbirinden güzel şelaleleri, serin denizi, sakin kumsalları, zeytin ağaçları ve daha birçok farklı yanı ile tatil için çok güzel bir yer Akçay.

Çanakkale - Yıllar önce gitmem gerekirdi !

Orada yatan Vatanımın Kınalı Şehitlerine borcum çok olsada, onları ziyaret ederek bu borcun bir kısmını ödemem gerekiyordu. Geçte olsa gittim Çanakkale'ye.

Kaz dağları - Zirve (1726 metre)

İnsanın, vücudundaki her zerrenin oksijen ile dolduğunu hissettiği bir yer.

2009 Temmuz 24-26 Kırşehir/Çiçekdağı Memleketim

Aile ile geçirilen her dakikanın kıymeti yıllar sonra anlaşılır.

Çalıştığım masamın son hali. :)

   

          Çalıştığım masamın son hali.   :)

2009 Temmuz 17-20 İstanbul

İstanbul bu aralar çok fazla gidilecek, gezilecek gibi değil.

Manisa, sadece 1 günlük gezi.

Birçok şehire gittim ama nefes alma amacı ile, İstanbul dışında gittiğim ilk şehir. Daha önce görmemiştim güzel bir yer. Bir günlüğüne bile olsa yeni yerler görmek her zaman için güzel.

İstanbul, fırsatını bulursam yine geleceğim.

Şu an, şu dakika İstanbul'un Anadolu kavağında, Anadolu fenerinin hemen yanıbaşında olmak isterdim. Orada bulunan ormanların içinde yönümü kaybedip dolaşmak, bir ağaca yaslanıp gökyüzünü seyretmek. Sanırım yine İstanbul yolu göründü. Bir hafta sonu, özellikle de bu hafta sonu.

Adana, Mersin, Hatay İş Gezisi

    İş için gittiğim Adana, Mersin ve Hatay'da memleketimin her karışının ayrı ayrı güzelliklere sahip olduğunu yeniden öğrendim. 

    Adana da benim gibi kebap severler ile dolu, çok fazla gezilecek yerleri olmasa bile barajı, nehiri ve insanları ile güzel bir yer. 

 

    Her ne kadar Mersin e çok fazla ısınamadıysamda denizin varlığı yetiyor. Hatay a yolunuz düşerse humus u tatmadan, dağlardan aşağıya bakmadan gelmeyin derim. 

Balıkesir'de tek günlük tatil

Cumartesi akşam evden üzerimde uzun bir şort ve kısa kollu gömlek ile dışarı çıkarken bakkala gittiğimi sanan kardeşime Balıkesir'e gittiğimi söylediğimde yüzünde gördüğüm şaşkınlığı bir ömür unutamam :) .

Askere giden arkadaşlarımı uğurlamak için bir günlüğüne gittiğim Balıkesir çok iyi geldi. Küçük ama seviyorum Balıkesir in sakinliğini.

İstanbul'da Bahar

     Bahar İstanbul'da, özellikle de Topkapı Sarayının Bahçesinde bir başka güzel. Fırsat buldukça hafta sonlarını İstanbul da geçirmek insanı çok rahatlatıyor.

Google Semineri (İstanbul)

   Bugün Grand Cevahir Otel de gerçekleştirilen Google İnternet Reklamcılığı Etkinliğine katıldım. Bu güne kadar katılmış olduğum en başarılı seminerlerden bir tanesiydi. Yurt dışından konularında uzman olan Google çalışanlarının da katıldığı etkinliğin en güzel yanı, neredeyse tamamen gençlerin bulunduğu bir etkinlik olmasıydı. Google bana göre 35 yaş altı gençlerin neleri başarabileceklerinin en güzel göstergesidir. 

Neden blog yazıyorum ???

Çünkü, Anı yazmak, ölümün elinden bir şey kurtarmaktır.

Seçimler geliyor...

Seçimler yaklaştıkça siyasetçiler çirkinleşiyor. Siyasetçi olmak gerçekten fırıldak olmak demek. Bu işin sağı ya da solu kalmamış, ne zamanki tüm siyasiler ülke menfaatini kendi menfaatlerinden önde tutarlar işte o zaman durdurulamaz güçte bir ülke oluruz.

İtalya, İsveç, İspanya, Fransa, Hollanda, Almanya. Ben geliyorum

Bu yıl çıkmayı düşündüğüm interrail seyahati hazırlıkalarını şimdiden başladım. Bir aksilik olmazsa eylülde, eğer bir sorun çıkarsa 2010 mayıs ayında 20-25 günlük bir seyahate çıkacağım. Vizenin sorun olacağını sanmıyorum ama işyeriden izin almak sanırım zor olacak.

Nazım Hikmet'den

HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENİN !

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini..

Nazım Hikmet

İşyerim,

Güzel bir ortamda çalışıyorum. Genel 2 bilgisayar kullanıyorum ama arada 3 tane olduğuda oluyor. Bana kalsa duvara 8-12 adet lcd ekranla birtane rac tipi 15 makina kullanacağım ama elimizdeki imkanlar bu kadar. Fakat ileride projemiz ilerledikçe mecburen sistemlerde yenilik yapacağız. Şimdilik bir oracle bir gis server, birde notebook ve 4tb disk alanı ile idare ediyorum. :)

Yeğenim.

Abimin oğlu, benim yeğenim. Kimse bir saniyelik gülüşü ile beni bu kadar rahatlatamaz. Ağlamasıyla ömrümden yıllar götürüp saçlarıma ak düşürsede, gülüşü ile bana mutluluk veriyor.